. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>


Röportajlar
Elif Şafak´la ‘Aşk’ ve daha fazlası!..

 

Evrenin görünmeyen sırrı ‘AŞK’ı yazdı Elif Şafak. Ama kendi deyimiyle yolu kaçınılmaz olarak Mevlana ve Şems’e ulaştı. Feyza Bayındır, Elif Şafak’la AŞK’ı ve daha fazlasını konuştu.


“AŞK”… Kitap bitti ama bende yeni başlayan bir şeyler var sanki. Hâlâ elimde sayfalar, satırlar, kelimeler... Üzerime sinmiş tuhaf bir hâl var. Konya’nın dar ve düz yollarında, yağmur altında, hikâyenin anlatılmamış duraklarında bekliyormuşum gibi. Hayata dair öylesine kokular taşıyordu ki içinde, yağmur sonrası toprak kokusundan daha güzeldi. Ve sanki son söz söylenmemiş gibi, hayatın bizzat içinde yol almış başka yüzlerde başka seslerde hala devam ediyor kahramanlarının asırlık hikâyesi.


Kitap çıktığında, Elif Şafak ve kitapları üzerine çıkan hiçbir polemiğe aldırmadan kucakladık Aşk´ı. Kitabın yazar üzerinden okuyucuya geçen bir hâli vardı ki, bu “aşk” dışında hiçbir şeyle açıklanamazdı. Elif Şafak da öyle yaptı. Ne polemiğe karıştı, ne de mütevazılığından bir parça ödün verdi. Aylarca emek verdiği kitabını “aşk”la, özveriyle bıraktı okuyucusunun kucağına.


Yazarının okuyucusunu ruh akrabalığı ile benimsediği bir kitap, nasıl olurdu da samimiyetten uzak olabilirdi ki… O samimiyet, o ruhdaşlık okuyucuyu sardı sarmaladı ve birbiri ardına kapılar araladı. O kapıların eşiğine kadar bizi taşıyan Sevgili Elif Şafak’a “Aşk”ı ve yazarlığı sordum, tüm içtenliğiyle yanıtladı.


ON5YİRMİ5: “İnsanın ne anlattığı değil nasıl anlattığı önemlidir” diyorsunuz bir röportajınızda. “Aşk” anlam olarak çağımızda o kadar kirletildi ki, muhtevasıyla özdeşleşmeyen tanımlar için kullanılır olmaya başladı. Kitabınız çok farklı bir anlam, çok farklı bir tat sundu ve okuyucu aşkın gerçek anlamını arama derdine düştü. Bu bağlamda kitabınız için, aşkın manifestosu diyebilir miyiz?
 
ELİF ŞAFAK: Teşekkür ederim. Benim çıkış noktam hem mütevazi hem iddialı bir kavramdı: AŞK. Aşka farklı açılardan bakan ve sonra o farklı açıları buluşturan bir roman yazmak için yola çıktım. Son bir buçuk yıldır da kapandım, deli gibi bir tempoyla yazdım. Yani Şems veya Mevlana hakkında yazayım diye yola çıkmadım, Aşk’ın yolu Şems’ten ve Mevlana’dan geçti. Çıkış noktam aşktı.
 
 
ON5YİRMİ5: Röportajlarınızda kitaplarınızı yazarken kimi zaman dış dünyaya tamamen kapandığınızdan bahsediyorsunuz. Peki ya öncesinde ve sonrasında nasıl bir süreç yaşıyorsunuz? O ilk cümle / ilk paragraf nasıl geliyor? 
 
ELİF ŞAFAK: İlk cümleyi bazen ben arıyorum. Bazen de o bana geliyor. Kendiliğinden. Zaten sürekli zihnim sünger gibi etrafındaki hikayeleri, ayrıntıları emiyor. Sonra hiç beklemedik bir anda ilham geliyor.


ON5YİRMİ5: Kitabı baştan kurgulamıyorsunuz öyleyse…


ELİF ŞAFAK: Ben hep küçük bir fikirden ya da resimden yola çıkıyorum. Baştan oturup kurgu yapmıyorum. Yazarken gelişiyor.

 
“AHMET ÜMİT´İN KİTABI ÇIKTIĞINDA ENDİŞELENDİM”

ON5YİRMİ5: Kitaplarınızı yazarken ara verdiğiniz saat aralıklarında, romanın dünyasından reel dünyaya geçişi nasıl sağlıyorsunuz? O denge kurulabiliyor mu?
 
ELİF ŞAFAK: Roman yazarken zihnim hep başka bir yerde oluyor. Acayip bakımsız oluyorum, evin içindeyim ama aklım başka yerde. Kitap bittiğinde ayağımı romandan çekip bu dünyaya dönüyorum. Bu bir sarkaç ve bende çok uzun zamandır bu sarkaç böyle işliyor.


ON5YİRMİ5: Kitabınız çıkmadan altı ay önce, Bab-ı Esrar’da benzer bir konu ile okuyucularıyla buluştu Ahmet Ümit. Kitabı yazarken bu durum sizi endişelendirdi mi?
 
ELİF ŞAFAK: Hem de nasıl endişelendirdi. Duyduğumda şok oldum. İki gün uykularım kaçtı. Düşünsenize iki yazar aynı dönemde aynı konuda yazıyor! Nefsime çok ağır geldi. Hani hep ilk ve tek olmak istiyoruz ya. Ama ilk şoku atlattıktan sonra sakince baktım meseleye. Bunda da bir hayır var diye düşündüm. Belki buradan bir güzellik gelecek. Bunu da Hazreti Pir’in hoş bir oyunu kabul ettim. Bendeki nefs takıntısını aşmam için. Şimdi artık şöyle düşünüyorum: Umuyorum daha fazla yazar bu konuda yazar, daha fazla yönetmen bu konuda film çeker, daha fazla müzisyen buradan ilham alır. Tasavvuf derya deniz… Biz kendi kovamız kadar çekeceğiz bu sudan.
 

“ZAHİRDEKİ AYRINTILARA TAKILMAKTAN İŞİN ÖZÜNÜ GÖREMİYORUZ”

ON5YİRMİ5: Kitapla ilgili sürekli eleştiriliyorsunuz. Kitabın kapağının rengini eleştirenler, yok işte neden ayracına resim çektirdi diyenler… Bir sürü farklı eleştiri yapıldı. İnsanların böyle muazzam bir kitabı öteleyip tüm bu detaylara takılması canınızı sıkmıyor mu?
 
ELİF ŞAFAK: Zahirdeki ayrıntılara takılmaktan işin özünü göremiyoruz nice zaman. Kapaktı, pembe renkti, ayraçtı bunların her biri birer ayrıntı. Önemli olan şu: kitap ne diyor? Özünde ne yatıyor? Bunların konuşulmasını daha önemli buluyorum.
 
ON5YİRMİ5: Eleştiriyi olumsuz yönde yapanlar dışında, bir de (kendim dâhil) “bir kitap okudum, hayatım değişti” diyen okuyucular var. Ve sanki bilmedikleri bir kavşakta kalakalmış gibiler kitabın sonunda. Onlara ne tavsiye edersiniz? Sizce bu açlığı gidermek için bundan sonra ne yapmalılar, ne okumalılar?
 
ELİF ŞAFAK: AŞK hakkında öyle güzel yorumlar aldım ki, o kadar dokunaklı sözler işittim ki bugüne kadar. Bu kitabın okuruna yürekten teşekkür borçluyum. Romanı hayatlarında sıkıntılı bir dönemde okuduklarını ve buradan moral bulup feyz aldıklarını söyleyenler de çok oldu. Bunlar beni duygulandırıyor. Ama bence zaten yazar, roman ve okur arasında bir ruh akrabalığı var. Yani biz zaten birbirimize yakınız. Bilerek ya da bilmeden. Bundan sonra ne okuyacağına ise herkes kendi karar verecek bence. Çünkü hepimiz farklıyız. İhtiyaçlarımız, renklerimiz, enerji dalgalarımız farklı.

HER ZAMAN ŞEMS´LER VAR!

ON5YİRMİ5: Aziz, Ella’ya bu dünyada hala Şems’lerin varlığını devam ettirdiğinden ve dünya var oldukça devam edeceğinden bahsediyor. Buna Elif Şafak da inanıyor mu, yoksa yalnızca Aziz’in görüşü mü bu?
 
ELİF ŞAFAK: Buna ben de inanıyorum. Bence de Şemsler var. Her yüzyılda başka başka Şemsler geliyor başka isimler altında...
 
ON5YİRMİ5: İlahi aşk, yalnızca kalpte yaşanan bir his midir? Yoksa artı olarak belli ritüellerle beslenen ve kalpte derinleşen bir his midir?
 
ELİF ŞAFAK: İlahi aşk bir seferde yaşanıp tadılacak bir şey değil. Bu bir yolculuk. Seyrü sülük. Devamlı olgunlaşmaya çalışarak, değişerek, kendimizi dönüştürerek ilerleyebiliriz herhalde. Devamlı bir öğrencilik hali.

“HERKES KENDİ GÖZÜNDEKİ PERDELERDEN MESUL”

ON5YİRMİ5: Kitabınızı okuyan mutaassıp bir kesim de var, kitabı yazarken belli bölümlerinin mutaassıp kesimi rahatsız etmesinden endişe ettiniz mi? (Endişe derken verdiğiniz mesajı en güzel şekilde almalarına engel olabileceğini düşündünüz mü?)
 
ELİF ŞAFAK: Herkes kendi gözündeki perdelerden mesul. Hepimiz aynı esere bakarız ama farklı görürüz çünkü bakan göz farklı. Ben Türkiye’de çok iyi bir edebiyat okuru olduğunu düşünüyorum. Bu bana umut ve ilham veriyor. Öte yandan benim için şu önemliydi. Anlattığım tamamen bir kurgu. Ella da Aziz de hatta Şems ve Mevlana da kurgu. Kendi hayalimdeki Şems’i yazdım, kendi hayal dünyamda gördüğüm Mevlana’yı yazdım. Esas Mevlana budur diyemem. Tabii ki kendi okumalarımdan, Mesnevi’den etkilendim. Onları damıtarak bir imbikten geçiriyorsunuz, sonra ben bende kalan algıyı yazıyorum. Hepsi kurgu. Hatta Şems’in kuralları da öyle. Benim bulduğum şeyler.
 
ON5YİRMİ5: Kırk kural olarak kitabınızda geçen kurallar aslında tasavvufun insanlara benimsetme anlatma gayretinde olduğu kurallar. Kitaplarınızın yaşadıklarınızla paralel olmadığını, bilginin içine duygularınızı katarak yazdığınızı söylüyorsunuz. Bu kuralları yaşayıp özümsemeden kitabın içinde uygun noktalarda ifade etmek mümkün mü?
 
ELİF ŞAFAK: Bizim bence derine kök salmış ön yargılarımız var. Din söz konusu olduğu zaman daha şehirli, modern, burjuva ve Batılı olan insanların kopuk olduğu, bilmediği bir kadim külliyat var. Bu da bana üzücü geliyor. Dinle, din felsefesiyle ilgilenmek illa “bağnaz” olmak anlamına gelmiyor. Ruhaniyet diye, maneviyat diye, inanç diye bir şey daha var. Onu biz pek derinlemesine konuşmuyoruz Türkiye’de. Çünkü çok çabuk kızıyoruz birbirimize, çok çabuk kutuplaşıyoruz.
 
AŞK HER YERDE

ON5YİRMİ5: Sizce beşeri aşkı yaşamadan ilahi aşka ulaşmak mümkün mü?
 
ELİF ŞAFAK: Önemli olan aradaki bağları görebilmek. Zaten öyle baktığınızda aşk her yerde, aşkın dönüştürücü gücü belki evrenin görünmeyen ama her yerde olan sırrı. Ben de o şekilde inanarak yazdım. Bu yüzden de kitabın adını yalın haliyle ‘Aşk’ koydum. İnsanlar aşkı hep bir tamlamayla kullanmak gereği duyuyor, sanki bir başka kelimeye ihtiyacı varmış gibi. Aşk tek başına yeterli bence.
 
ON5YİRMİ5: Şimdiye dek yazdığınız kitaplarda ( Siyah Süt hariç ) yer alan kahramanlardan en çok hangisine yakın hissediyorsunuz kendinizi?
 
ELİF ŞAFAK: Ben hep henüz yazmadığım karakterlere yakınlık duyuyorum. Henüz yazmadığım kitaptaki henüz bilmediğim karakterlere... Aklım, yüreğim usulca oraya kayıyor.
 
ON5YİRMİ5: Elif Şafak kendisi ile röportaj yapsaydı bu kitapla ilgili ne sorardı ve nasıl yanıtlardı?
  
ELİF ŞAFAK: Ah bilmiyorum.... Hakikaten bilmiyorum.
 
ON5YİRMİ5: Son olarak, Yeni kitabınızın çalışmalarına başladınız mı? Başladıysanız eğer, okuyucuları ne gibi sürprizlerin beklediği ile ilgili ufak bir ipucu verebilir misiniz?
 
ELİF ŞAFAK: Henüz başlamadım. Demleniyor içimde. Acele etmiyorum. Hikaye topluyorum, içimde biriktiriyorum, bekliyorum zamanını... Sonra oturup yazıyorum.
 
ON5YİRMİ5: Çok teşekkür ederim.

ELİF ŞAFAK: Ben de teşekkür ederim.

 

http://www.on5yirmi5.com/genc/v1/oku.aspx?c=5775


 

İzlenme : 14548
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us